Cunda Gezi Rehberi: Deniz ve Sakız Kokan Sokaklar

Cunda deyince insanın aklına mis gibi sakız kokusu, lor peyniri, zeytin ve enfes Girit mutfağı geliyor. Bunlar çok doğru, kesinlikle katılıyoruz, ama bu önermeye taş Rum evleri, dar sokaklar, denize doğru içilen bir kahve, muhteşem manzaralar ve şahane koyları da ekliyoruz…

Ege Denizi’nde Ayvalık Adaları olarak bilinen 22 adadan biri olan Cunda, Balıkesir’in ilçesi Ayvalık’a iki köprü ile bağlanmış durumda; arada da Lale Adası yer alıyor. Ayvalık ile Lale Adası arası 1800’lü yıllarda denizin doldurulmasıyla inşa edilen bir köprüyle bağlı. Lale Adası ile Cunda Adası arasında 1960’larda inşa edilen köprü ise Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü. Köprüden geçerken “Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü” tabelasını da göreceksiniz zaten. Ege Denizi’nde bulunan Gökçeada, Bozcaada ve Uzunada’dan sonra dördüncü büyük ada olan Cunda Adası 1976’dan bu yana doğal ve tarihi sit alanı olarak kabul ediliyor.

Antik çağlarda adı Nesos olan Cunda Adası’nın bir diğer adı Alibey Adası. Kurtuluş Savaşı sırasında, 29 Mayıs 1919’da, Anadolu’da düzenli bir ordu tarafından atılan ilk kurşun Ayvalık’ta şu an “İlk Kurşun Tepesi” olarak anılan yerde atılmış. Yunan kuvvetlerinin ilerlemesini durduran bu olayın anısına Cunda Adası’na 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Bey’in adı verilmiş.

Cunda’nın tarihi, bölgedeki Rum popülasyonu, mübadele sonrası buraya Girit, Midilli ve Makedonya’da yaşayan Türkler’in yerleştirilmesi gibi konular Ayvalık’la örtüşüyor; bu yüzden Ayvalık Gezi Rehberi yazımızda bahsettiğimiz bu konulardan bu yazıda bahsetmiyorum.

Cunda Adası’na Ulaşım

Cunda Adası’na Ayvalık’tan kendi aracınızla 15 dakikada ulaşabilirsiniz. Aracı olmayanlar için Ayvalık merkezden yarım saatte bir kalkan belediye otobüsleri hem Eski Yol hem de Yeni Yol güzergahından Cunda’ya gidiyor. Ayrıca 07:00-01:00 arası Yeni Yol güzergahından giden taksi-dolmuşlar da ulaşım seçenekleri arasında. Ayvalık Limanı’ndan saat başı Cunda’ya dolmuş tekne seferleri de mevcut.

Cunda Adası’nda Gezilecek Yerler

Taksiyarhis Kilisesi

Taksiyarhis (Başmelek) Kilisesi Ayvalık’tan sonra burada da karşımıza çıktı. 1873 yılında Rum Ortodoks cemaati tarafından yaptırılan bu kilise 1927 yılında minaresiz bir camiye çevrilmiş. 1944 yılında depremde hasar görünce de terk edilmiş. 1976 yılında bölge sit alanı ilan edilmiş ve yıllar geçtikçe kilise bakımsızlıktan yok olma tehlikesi altına girmiş.

Taksiyarhis Kilisesi – Rahmi M. Koç Müzesi
Taksiyarhis Kilisesi – Rahmi M. Koç Müzesi

2011 yılında kilisenin restorasyonu Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı’na tahsis edilmiş. Restorasyon sonrası burası Rahmi M. Koç Müzesi olarak ziyarete açılmış. İstanbul ve Ankara müzelerinin bir benzeri gibi burada da antika araçlar ve oyuncaklar sergileniyor.

Giriş ücreti 5 TL. Müzekart+’ınız varsa ücretsiz gezebilirsiniz. Ziyaret saatleri 1 Nisan – 30 Eylül tarihleri arasında 10.00 – 19.00, 1 Ekim – 31 Mart tarihleri arasında ise 10.00-17.00. Pazartesi günleri ise kapalı. Detaylı bilgi için buraya buyrunuz.

Aşıklar Tepesi

Cunda Adası’nın en güzel yerlerinden biri Aşıklar Tepesi. Gittiği yerlerin manzaralarını tepeden izlemeye bayılanlar burada mest olacaklar kuşkusuz : ) Bu tepenin şahane bir Ege ve Ayvalık Adaları manzarası var.

Aşıklar Tepesi, Cunda
Aşıklar Tepesi, Cunda

Bir zamanlar Cunda Adası’nın en görkemli kilisesi olan Panaya Kilisesi’nin duvar kalıntıları, bir yeldeğirmeni ve Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı da bu tepede yer alıyor.

Panaya Kilisesi
Panaya Kilisesi

Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı

Bölgede Rumların yaşadığı zamanlarda merkez kilise olan ve Cunda manzarasına hakim bir tepe üzerinde kurulu olan Agios Yannis Kilisesi ve buraya un sağlayan yel değirmeni 1924 yılındaki mübadeleden sonra atıl kalmış ve yıllar boyu harap bir şekilde durmuş. Taa ki Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı burayı restore edene kadar. 2007 yılında ziyarete açılan kilise bir kitaplık haline getirilmiş ve buraya emekli büyükelçi Necdet Kent ve eşi Sevim Kent’in adı verilmiş.

Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı

İlerleyen yaşı nedeni ile göz sağlığı bozulduğunda “Göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum.” diyen Necdet Kent’in oğlu Muhtar Kent, babasından kalma 1300’den fazla kitabı bu kitaplığa bağışlamış.

Kilise kısmında bulunan kitaplık Pazartesi hariç hergün 09:30 – 17:30 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Yel değirmenine ise giriş yok, buranın girişinde hediyelik eşya satışı yapılıyor.

Tepede bulunmanın tüm nimetlerine sahip olan kitaplığın hemen önünde Cunda’nın eşsiz deniz manzarasına bakan minik bir kafesi var. Bu kafe her gün 09:30’dan itibaren açık.

Detaylı bilgi için websitelerini inceleyebilirsiniz.

Despot’un Evi

1862 yılında inşa edilmiş olan ve Despot’un Evi adıyla bilenen Episkos Grigorios Agathonikeos’un Sarayı Cunda’nın en ihtişamlı yapılarından biri. 1877 yılında binaya yapılan bir baskında Despot lakaplı Episkos Grigorios Agathonikeos hayatını kaybedince Osmanlı Devleti binayı satın alarak hükümet binası olarak kullanmış. Mübadele sonrası 1981 yılına kadar Öksüzler Yurdu olarak kullanılan bina aynı zamanda Yeşilçam’da birçok filme de set olmuş. 1981’de okul taşınınca bina da kaderine terk edilmiş. Yakın zamanda ihaleyle satılan Despot’un Evi şu an restore ediliyor ve bir otel olarak kullanılması planlanıyor. Ne diyelim, umarım faydalı bir hareket olmuştur ve bina aslına uygun restore ediliyordur…

Anelemmatik Güneş Saati

Anelemmatik güneş saatleri insanın gölgesinin düştüğü yere göre saat çıkarımı yapmak esasına dayanıyor. 2004 yılında Cunda’nın sevilen isimlerinden Ahmet Erol Keskin anısına belediye tarafından sahil kıyısına da böyle bir güneş saati yapılmış.

Cunda Plajları

Belediye Plajı

Cunda her ne kadar bir ada olsa da, her tarafı denize girmeye uygun değil maalesef. Örneğin Cunda merkezden denize girilebilecek bir alan yok. Ayvalık’tan Cunda Adası’na geçerken Lale Adası üzerinde, Ayvalık Uygulama Oteli’nin hemen yanındaki Belediye Plajı ulaşımı en kolay plaj olsa gerek. Burada şemsiye-şezlong kiralayabileceğiniz bir işletmenin yanı sıra havlunuzu serip ücretsiz takılabileceğiniz bir alan da mevcut.

Ortunç Koyu

Burası Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın hemen yanı başında, adanın batısında kalan bir koy. Burada bulunan Ortunç Oteli koya adını vermiş. Biz Cunda’da sadece bu koyda denize girebildik. Arkamızda yemyeşil doğa, önümüzde masmavi deniz manzaraları eşliğinde oldukça keyifli vakit geçirdik doğrusu.

Bu koyda denize girebilmek için üç seçeneğiniz var. Burası milli park sınırları içinde olduğu için özellikle plaj yapılmamış. Eğer biraz daha nezih bir ortamda, içkilerimizi yudumlayarak keyif sürelim diyorsanız Ortunç Oteli’nin küçük bir plajı var; ancak burası diğerlerine göre pahalı bir seçenek.

Ada Camping ise dilerseniz çadırınızı kurup kamp yapabileceğiniz, dilerseniz sadece plaja girmek için günübirlik kullanabileceğiniz bir tesis. Ortunç Otele göre daha ucuz tabii ki; hem de tuvalet, duş, yemek gibi ihtiyaçlarınızı da karşılayabiliyorsunuz.

Son seçenek ise Ada Camping ile Ortunç Oteli arasında kalan kayalıklardan denize girmek. Ada Camping’i geçince aşağı doğru inen bir yol boyunca sıralanmış araçları görecekseniz muhtemelen. Biz de aynen bu şekilde arabamızı bıraktık ve kayalıkların hemen bitimindeki taşlık alandan denize girdik. Acaba biraz ıssız olur mu diye tereddüt etmiştim önce ama çadır kurmuş gençleri, kamp sandalyelerini kapıp gelmiş çiftleri, çocuklarıyla birlikte gelmiş aileleri görünce içim ferahladı : ) Rahatsız olunacak hiçbir şey görmedik; üstüne de çok keyifli vakit geçirdik çünkü su çok güzeldi. Deniz oldukça sığ olduğu için çocuklu ailelerin de tercihi olacaktır. Yalnız deniz ayakkabılarınızı getirmenizi hatırlatmak isterim. Tabii burada duş, tuvalet gibi fasiliteler olmadığı için uzun saatler kalacaksanız biraz zorlayıcı olabilir.

Ortunç Koyu’ndaki kayalıklardan ulaşılan plaj
Ortunç Koyu’ndaki kayalıklardan ulaşılan plaj

Patriça (veya Pateriça) Koyu

Biz oradayken Instagram paylaşımlarıma yanıt verenlerin çoğu Patriça Koyu’na da mutlaka uğramamızı önermişti ancak vakit yokluğundan maalesef gidemedik. Adanın kuzey kısmında bulunan bu koya ulaşım biraz zor. Aracınızla gidecekseniz buraya giden toprak yolun biraz bozuk olduğu söyleniyor. Fakat iyi haber: buradaki bazı tesislerin Cunda’dan kalkan ücretsiz servisleri oluyormuş.

Bu koyda da deniz oldukça sığ imiş. Ayrıca plajı da kummuş. Araştırmalarımızda Bıyıklı Beach ve Minas Beach olmak üzere iki işletme öne çıktı. Bıyıklı Beach’in ücretsiz servisi de bulunuyormuş. Minas Beach’in ise daha ucuz ve daha sakin olduğu söyleniyor.

Çataltepe Plajı

İri kumlu uzun plajı ve diğer koylara nazaran daha fazla sayıdaki işletmesiyle Çataltepe Plajı Cunda’nın popüler plajı diyebiliriz. Deniz burada da sığ imiş. Fiyatların ise Patriça’ya göre daha uygun olduğu söyleniyor.

Cunda Yeme-İçme Rehberi

Cunda’da Ne Yenir?

Lokma

Saki ve Mustafa’nın Yeri, nam-î diğer Lokma İmparatoru, Cunda’yla özdeşleşmiş yerlerden biri. Sahilde önünde uzun bir kuyruk olan bir yer görürseniz bilin ki Lokma İmparatoru’na geldiniz : )

Papalina

Sadece bu bölgede yetişen ve ismi Rumca’dan kalan papalina balığı hamsi-sardalyeye benzeyen, kılçıkları dahil bütün bütün yenen minicik bir balık.

Sakızlı Kurabiye & Lor Kurabiyesi

Cunda denilince akla gelen ilk yerlerden biri Karadeniz Pastanesi. Buranın sakızlı ve lorlu kurabiyesini tatmadan, hatta yanınıza da birer kutu almadan dönmeyin : )

Girit Zeytinyağlıları

Mübadele sonrasında bölgeye yerleştirilenler Giritliler mutfak kültürünü çok zenginleştirmiş. Kabak çiçeği dolması, Girit ezmesi, deniz börülcesi gibi zeytinyağlılardan buldunuz mu affetmeyin.

Koruk Suyu

Henüz olgunlaşmamış üzümden elde edilen koruk suyu Ege genelinde çok yaygın bulunan, yazın serinlemek için zararlı soğuk içeceklere alternatif doğal bir içecek. Cunda’da koruk suyu içmek için adres Taş Kahve.

Zeytin ve Zeytinyağı

Ayvalık Turizm Danışma Bürosu’nun verilerine göre Türkiye’deki 140 milyon zeytin ağacının 2 milyonu Ayvalık’ta bulunuyor. Yörenin coğrafi konumu, esen hakim rüzgarlar ve toprak yapısı burada yetişen zeytinin kalitesine ve lezzetine doğrudan katkı sağlıyor. Bölgedeki en bilinir üreticilerden biri Kürşat. Biz hem Atölye Patika’da hem de Ayna’da zeytin ve zeytinyağı satışı yapıldığını gördük.

Cunda Yeme-İçme Önerileri

Karadeniz Pastanesi

Mor panjurları, sarmaşıklar kaplı taş binası ve yaz sıcağında oturması pek keyifli gölgelik masalarıyla Karadeniz Pastanesi Hansel ve Gratel’in evi gibi! İçeri girdiniz mi biraz sakızlı kurabiye yiyeyim, biraz lorlu kurabiyelerinden tadayım, bir kaşık da bademli keşküllerinden alayım derken kendinizi kaybedebilirsiniz, aman diyim!

Taş Kahve

Taş Kahve
Taş Kahve

Tarihi olan her mekan bizim için çok özel. Deniz kıyısında bulunan 150 yıllık Taş Kahve de bizim için Cunda’nın en özel yerlerinden. Girit mübadili bir aile tarafından kuşaktan kuşağa aktarılarak işletilen Taş Kahve sarımsak taşından yapılma binasının yüksek ahşap tavanı ve vitray bezeli camlarıyla insanı bambaşka bir atmosfere ışınlıyor.

Kavunlu dondurmasını öven de çok ama burada denize karşı, tahta masa-sandalyelerde oturup şöyle okkalı bir Türk kahvesi içmeden Cunda’ya gitmiş sayılmıyorsunuz ona göre!

Ayna

Tam adı Ayna – Yeme-İçme-Oturma Yeri. Amaçları sağlıklı, yerel ve bulundukları coğrafyaya saygılı bir yeme-içme deneyimi sunmak. Kahvaltı, öğle-akşam yemeği ve tatlı menülerinin bu amaç doğrultusunda oluşturulduğu aşikar. Klasik menülerinin yanı sıra her gün farklı lezzetler de günlük menüye giriyor.

Biz çok aç olmadığımız ama buranın yemeklerini denemeden de dönmek istemediğimiz için zeytinyağlı tabağı paylaştık. 5 çeşit mezeden oluşan bu tabaktaki her bir meze birbirinden lezizdi. Yanına mutlaka ev yapımı limonatalarından söyleyin. Yemek sonunda yeriniz kaldıysa bir de sakızlı muhallebi… Menüyü incelemek isterseniz websitelerine buyrunuz.

Ayna’nın leziz zeytinyağlı tabağı
Ayna’nın leziz zeytinyağlı tabağı

Bu arada söylemeden geçmeyelim, restore edilmiş yüksek tavanlı eski bir Rum evini mesken tutan Ayna’nın dekorasyonuna bayıldık. Yere kadar keten perdeler, Ayvalık yazımızda da bahsettiğimiz santimetre’nin zevkli seramik tabakları, aynalar, canlı-kuru çiçekler ve daha bir çok detay burayı gerçekten özel bir “oturma yeri” haline getiriyor.

Listemizde olan ama gidemediğimiz diğer mekanlar

– Vino Şarap Evi

Karadeniz Pastanesi’nin de yer aldığı asmalarla bezeli sokakta, kırmızı-beyaz ekoseli masa örtüleri, renkli tahta masa-sandalyeleri, duvarlarından sarkan asmaları, yeşil panjurları ve girişindeki Latince “in vito veritas”, yani “hakikat şaraptadır” yazısıyla Vino Şarap Evi mutlaka dikkatinizi çekecektir. Burası için bir “ev yapımı şarap ve likör cenneti” desek yanlış olmaz sanırım. Meyve şaraplarından karadut, likörlerden ise sakız en çok övülenlerden.

Vino Şarap Evi
Vino Şarap Evi

– Orman Cunda

Gittiğimiz her yerde nitelikli kahvenin peşine düştüğümüz doğru, ancak konu Cunda olunca kahve bizim için Taş Kahve’de içilecek bir fincan Türk kahvesinden ibaretti : ) Zaman da kısıtlı olunca Orman’ın övgüyle bahsedilen kahvelerini ve kokteyllerini deneyemedik maalesef.

– Cunda’nın yerel lezzetleri ya da rakı-balık kafası dışında bir şeyler arayanlara pizzacı Uno‘yu tavsiye ediyorlar.

– Deniz ürünleri için doğru adresi bulabilmiş değiliz. En çok övülen Bay Nihat’ın da pahalı olduğuna kanaat getirdik.

– Yerel lezzetleri tatmak için Lal Girit Mutfağı da denenebilir. Biz kısıtlı zaman yüzünden buraya da gidemedik maalesef.

– Şöyle tatlı bir kafeye gidelim diyenler için de listemizde Dantela‘yı öneriyoruz.

Cunda’dan Ne Alınır?

Cunda’dan almadan dönülmeyecek temel şeyler zeytin, zeytinyağı, sabun, sakızlı kurabiye ve lorlu kurabiye diyebiliriz. Sakızlı ve lorlu kurabiye için adresi biliyorsunuz : ) Bunun dışındaki şeyler için ise Atölye Patika’yı önerebiliriz. Burada Kürşat’ın zeytin ve zeytinyağları, çeşit çeşit el yapımı sabunlar, doğal kremler, bez çantalar, zeytin ağacından yapılmış tepsi ve bardak altlıkları gibi geniş bir hediyelik ürün yelpazesi sizi bekliyor.

Atölye Patika
Atölye Patika

Bunlar dışında çarşı içinde ufak tefek hediyelikler alabileceğiniz pek çok dükkan var.

Cunda hakkında daha fazla fotoğraf için sizleri Instagram hesabımıza ve #yalniziyigezdik_cunda etiketimize de bekliyoruz. Ayrıca Ayvalık hakkında da detaylı bir rehberimiz var. Okumadan isterseniz sizi buraya alalım : )