Türkiye‘de havaların güzelleşmesi ile birlikte hafta sonu kaçamağı yapılacak yerler arayanların sayısı giderek artıyor. Özellikle de hafta sonu araba ile gidilecek yerler arayanlar için ben de Balıkesir iline bağlı Ayvalık ve Cunda taraflarını keşfe çıktım. Malum İstanbul’a yakın hafta sonu adresleri hepimizin ihtiyacı. Ayvalık da araba ile yaklaşık 5-6 saatlik bir mesafe olması ile mantıklı bir alternatif. Bu yüzden cuma akşamı yola çıkıp pazartesinin de tatil olmasından istifade ederek pazartesi dönüşlü bir 3 günlük Ayvalık Cunda tatili organize ettik.
İki buçuk gün boyunca Ayvalık ve Cunda’da gezilecek ve görülecek yerleri Dijitalseyahatname Gizem Torun ile elimizden geldiğince gezdik, Ayvalık ve Cunda’nın yerel lezzetlerini tattık, Ayvalık çevresindeki en güzel plajları tespit ettik. Bu süre zarfında edindiğim Ayvalık hakkında bilinmesi gereken bilgileri sizlerle bir Ayvalık gezi rehberi yerine daha çok bir Ayvalık gezi notları şeklinde paylaşacağım.
instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam
Ayvalık Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Cunda Adası
Ayvalık Balıkesir‘in batısında Ege kıyısında yer alan yaklaşık 70 bin nüfuslu bir ilçe. Ancak yazları adanın nüfusu bu rakamın baya bir üstüne çıkıyor. Barselona Belediye Başkanı’nın turistlere “gelmeyin” dediği gibi bazı dönemler Ayvalık Belediye Başkanı da “gelmeyin” diyordur sanırım. Zaten Ayvalık’ın meşhur adası Cunda’da da bazı vakitler jandarma yolu kapatıp gelenleri ada dolu diye göndermiyormuş.
İlçenin tarihi çok eskilere dayanıyor. Adını bir tür yabani ayva anlamına gelen Kidonia‘dan aldığı söyleniyor. Bir diğer rivayete göre ise buraya ilk yerleşenler Girit’in Kydonies ya da Midilli’nin Kydona Köyü‘nden gelmiş olabilirler. Burası yıllar içinde Osmanlı Hakimiyeti’ne geçse de Rumlar ve Türkler beraber yaşamış. Onlara sonrasında Boşnaklar da eklenmiş. Birinci Dünya Savaşı sırasında Yunan işgalinde olan Ayvalık’ın en önemli özelliklerinden biri ise düzenli bir ordu tarafından Anadolu’da düşmana karşı ilk kurşun 29 Mayıs 1919‘da buradan atılmış olmasıdır.
Ayvalık’a Nasıl Gidilir?
Ayvalık yolculuğunu yaptığım Kia’nın hibrit aracı Kia Niro hakkındaki deneyimlerimi ayrı bir yazıda anlatacağım
Bu kadar ön bilgiden sonra artık yola koyulma vakti. Biz cuma akşamı iş çıkışı trafik de biraz geçsin diye saat 9 buçuk gibi yola çıktık. Osman Gazi Köprüsü‘nü kullanırsanız Florya’dan Ayvalık yaklaşık 450 km tutuyor ve Susurluk’ta bir mola ile birlikte 6 saati buluyor. Tabi Osman Gazi Köprüsü çok kalabalık gidiyorsanız mantıklı yoksa biraz daha uzun olsa da Eskihisar Topçular Feribotu çok daha ekonomik oluyor. Bir diğer yol da Yenikapı’dan Bandırma Feribotu ile gitmek. Süre yaklaşık aynı sürse de bu yolun 2 saati siz dinlenirken feribotta geçtiği için direksiyon salladığınız süre bakımından daha az yorucu oluyor.
Araba ile gitmeyecekler için 80 TL otobüs yolculuğu da bir alternatif tabi. Bunun bir de İDO feribotuna arabasız binip Bandırma’dan Ayvalık’a otobüs versiyonları da mevcut.
Bir de yazın sağlam trafik oluyor ben o yolu çekemem diyenler için hem THY hem de Pegasus Edremit Havalimanı‘na uçuşlar gerçekleştiriyor. Buradan Ayvalık 48 km ve havalimanından ilçeye toplu taşıma mevcut.
Biz araba ile Susurluk’ta Yasa tesislerinde gece bir çay molası verdikten sonra saat 3 gibi ilçe merkezine vardık.
Ayvalık’ta Nerede Kalınır?
Ayvalık’a araba ile gelenlerin otel seçerken bilmesi gereken önemli bir konu var. İlçe merkezi dar sokakları ile her otomobilin her sokağa girmesine izin veren bir yapıya sahip değil. Bu yüzden tarihi merkezdeki otellerin otoparkı olmasını beklemeyin. Ya yol üstünde ya da içerideki otoparklara ücret ödemeniz gerekiyor. Ya da benim gibi 13 Nisan Caddesi üzerinde bir yer bulup oraya koymanız gerekiyor. Buraya giriş için ise baya meşakkatli yollardan geçmeniz gerekiyor.
Ben Ayvalık’taki otelimi Booking’den buldum. Ayfada Cafe & Pansiyon‘da 3 gece oda kahvaltı için 160 TL ödedim. (Son kaldığımda geceliği 150 TL idi). Yorumları fena değildi, bulduğum da en uygun fiyatlı ve kötü yorumu olmayan pansiyondu. Açıkçası beklentilerimin çok ötesinde iyi bir yer çıktı. Öncelikle gece 3 buçuk gibi bir saatte gelmeme rağmen pansiyon sahibi Nalan Hanım telefon açınca hemen uyandı odamı gösterdi. Oldukça güler yüzlü idi. Kendisi aynı zamanda tiyatrocu imiş. Pansiyonun duvarlarında rol aldığı oyunların afişleri de var.
Burası tarihi merkezin dibinde eski tarihi bir konak. Konak içinde bir oda benimdi. Banyo ortak. Odam oldukça güzeldi. Tek kişi 3 yataklı odada kaldım ve tek kişi parası ödedim. Açıkçası o ücrete kahvaltıdan çok bir beklentim yoktu. O da beni ayrıca şaşırtan bir durum oldu. Nalan Hanım sabah her konuğu için özel kahvaltı hazırlıyor. Peynirler, reçeller hep özel köylüden alınma. Her sabah isterseniz yumurtanızı haşlıyor isterseniz omlet yapıyor. Yanında gelen sigara böreği kahvaltı yapacağınız zaman size özel sıcak yapılıp geliyor.
Macaron Konağı