Ayvalık Gezilecek Yerler

Zeytin ve zeytinyağının memleketi, karşısında Midilli Adası, arnavut kaldırımları ve çıkmaz sokakları olan imbatıyla meşhur bir kuzey Ege kasabası Ayvalık. Mübadele öncesi Rumların ağırlıklı olarak yaşadığı, cumbalı Rum evleriyle ve renkli sokakları sayesinde özel bir kültürel dokuya sahip.

ayvalık

Ayvalık adını ayva ağacının bolluğundan almış. 22 adası olan Ayvalık, aynı zamanda bir adalar kenti. Bu adalara antik çağda “Hekatonnesoi” denirdi. Bu isim, adaların en büyüğü olan “Nesos” (Alibey) Adası’ndaki aynı isimde ki Nesos Antik Kenti’nin Baş tanrısı olan Apollondan gelir. “Hekatos”, Apollon’un takma adıydı ve bu yüzden bu adalara Hekatos ya da Apollon Adaları deniliyordu. Bugün eski Kydonia olduğu sanılan Ayvalık’ta rastlanılan çanak çömlek parçacıklarından Hellenistik (M.Ö. 330 M.Ö. 30)- Roma (M.Ö. 3 M.S. 395) çağlarına ait bir yerleşim merkezi olduğu anlaşılmakta.

ayvalık

Ayvalık’ta Yapılacaklar Listesi
•Ayvalık’ın leziz zeytininden ve zeytinyağından mutlaka almalısınız.
•Ayvalık Adaları ve Midilli Adası’nın manzarası inanılmaz güzeldir. Üzerinde şeytanın ayak izi bulunduğuna inanılan, insanların para atarak dilek dilediği eski bir lav birikintisi. Ayvalık ve çevresine eşsiz bir bakış sunan Şeytan Sofrası’nda gün batımını izlemelisiniz.
•Taksiyarhis Kilisesi, Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Koruyan Meryem Manastırı, Ay Işığı Manastırı, Tavuk Adası Manastırı, Güvercin Adası Manastırı Ayvalıkta ki gezilmesi gereken yerlerden bazıları.
•Ayvalık adalarının sıra dışı güzelliklerini görme olanağı sağlayan günübirlik yat turlarına katılabilirsiniz.
•Perşembe günü kurulan Ayvalık pazarında çeşitli Ege otlarını bulabilirsiniz.

Ayvalık’ın Adaları

Adalar kenti Ayvalıkta, Cunda Adası dışındaki adalarda yerleşim yok. İşte Adalar; Alibey Adası (Cunda), Pınar Adası (Mosko, Kılavuz), Çıplak Ada, Yellice Ada (Poyraz Ada), Güneş Adası, Maden Adası (Pirgos), Kız Adası, Yumurta Adası, Balık Adası, Kara Ada, Hasır Adası, Küçük maden Adası, Güvercin Adası, Maden Ada, Taşlı Ada (pileyit), Yelken Adası (Ayiy alo), Yalnız Ada (Petago), Kara Adası, Yuvarlak Ada, Göz Adası (Kalamapulo), Yumurta ve Taş Adaları.

ayvalık cunda adası

Ayvalık’ta Gezilecek Görülecek Yerler

Sarımsaklı

Küçükköy (Sarımsaklı), 1462 yılında Midilli’de meydana gelen ayaklanmalar sonrası bölgenin tekrar korsanların eline geçmemesi için buraya ve Midilli’ye yeniçeriler yerleştirilmiş. Zamanla burada yaşayan Rumlar, köyün küçüklüğünden dolayı buraya “Küçükköy” demişler. Sarımsaklı’da 19.yüzyıldan kalma çok sayıda eser görebilmek mümkün. Rumlar zamanında 3 kilise ve 3 manastır bulunuyordu fakat bunlardan sadece şu an cami olarak kullanılan “Aya Athanasiu” ayakta kalabilmiş. Ayvalık merkeze 8 km uzaklıkta olan Sarımsaklı, yaz aylarında oldukça turistik bir bölge oluyor.

Ayvalık Pazarı

1970’li yıllardan beri kurulan, yüzlerce Yunanlı turistin sadece alışveriş için günübirlik geldiği perşembe pazarında yöreden toplanılmış otlar, tazecik meyveler sizleri bekliyor. Pazardan çıkınca da çocukluğumda yaptığım gibi Güler Pastahanesine gidiyorum. 1946 yılından beri hizmet veren Türkiye’nin en iyi tatlıcılarından olan Güler Pastahanesi; lor tatlısı, şekerli Girit böreği, sakızlı kurabiyesi ve dondurması ile meşhur. Dondurmalarında ki lezzet, Midilli Adasından aldıkları mastika sakızından geliyor. Süt ise Kozak Yaylasında beslenen koyunlardan. İtalya’dan gelen 1947 model dondurma makineleri ile sadece sakızlı ve kakaolu dondurma yapıyorlar. Ayvalık’a gelip de bu küçük, şirin, lezzet kokan tatlıhanenin lezzetlerini tatmadan sakın dönmeyin.

ayvalık pazarı

Doğal güzellikleri ve tarihi yapıları nedeniyle koruma altına alınmış, Türkiye’nin Ege Denizinde bulunan 4. büyük adası olan Alibey Adası, Ayvalık’ın irili ufaklı 22 adasının içerisinde yerleşime açık tek ada. Alibey Adası’nın bugünkü ismi, Kurtuluş Savaşı’nda padişahın “Yunanlılara teslim olun” emrine karşı gelerek silahlı mücadeleye başlayan birliğin kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya’ya ithaftır. Daha önceleri ise, Cunda ve Moshonisia (Kokulu Ada) isimleriyle tanınıyordu. İtalyanca bir sözcük olan “Cunda” sözcüğünün anlamı, bir denizcilik terimi olarak “yelken açmak” anlamına gelir. Adada yaşayan halkın çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından 1924 nüfus mübadelesi zamanında göç eden Türklerden oluşmakta ve bu yüzden adanın yaşlı nüfusunun çoğu Rumcayı bilir. Özellikle sahili, balık lokantaları, tarihi cumbalı evleri ve Midilli Adası’na günü birlik düzenlenen seferler ile son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

lor tatlısı ayvalık güler pastanesi
Ayvalık’ta Ne Yenir?
•Meşhur Ayvalık tostunu Ayvalık merkezde sahildeki tostçular çarşısından ya da Cunda da Taş Kahvede yiyebilirsiniz.
•Güler Pastanesi’nde meşhur lor tatlısı, damla sakızlı kurabiyesi ve dondurması mutlaka tadılmalı.
•Cunda Uno, pizza ve makarna severler için iyi bir adres.
•Cunda Adası’nda deniz kenarında rakı balık keyfi yapabilirsiniz. Sardalyaya benzer papalina balığı, kalamar, ahtapot ve mezeler ile oldukça leziz olacaktır.

ayvalık tostu

Cunda Adası

Doğal güzellikleri ve tarihi yapıları nedeniyle koruma altına alınmış, Türkiye’nin Ege Denizinde bulunan 4. büyük adası olan Alibey Adası, Ayvalık’ın irili ufaklı 22 adasının içerisinde yerleşime açık tek ada. Alibey Adası’nın bugünkü ismi, Kurtuluş Savaşı’nda padişahın “Yunanlılara teslim olun” emrine karşı gelerek silahlı mücadeleye başlayan birliğin kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya’ya ithaftır. Daha önceleri ise, Cunda ve Moshonisia (Kokulu Ada) isimleriyle tanınıyordu. İtalyanca bir sözcük olan “Cunda” sözcüğünün anlamı, bir denizcilik terimi olarak “yelken açmak” anlamına gelir. Adada yaşayan halkın çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından 1924 nüfus mübadelesi zamanında göç eden Türklerden oluşmakta ve bu yüzden adanın yaşlı nüfusunun çoğu Rumcayı bilir. Özellikle sahili, balık lokantaları, tarihi cumbalı evleri ve Midilli Adası’na günü birlik düzenlenen seferler ile son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Taksiyarhis Kilisesi-Rahmi Koç Müzesi

ayvalık cunda adası

1873’de inşa edilmiş kilise, içerisinde bulunan çan II. Dünya Savaşı yıllarında yerinden çıkarılarak halka haber vermesi için kullanılmış, daha sonraları bu çanın dünyanın en büyük çanı olduğu ortaya çıkmış fakat bu çan ne yazık ki Berlin de bulunan Bergama Müzesi’nde sergileniyor. İyi olan ise, Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından 2011 yılında müze olarak hayata geçirildi.

Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı

ayvalık cunda

Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı’ndaki nefis Cunda manzarası için buraya gelmelisiniz. Agios Yannis Kilisesi, Patrik Teodosios zamanında İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlanan manastırın ana kilisesi kuzeybatı kısmında bulunmakta. Bu şapel de mimarisiyle manastırın vazgeçilmez bir parçası, aynı zamanda buradaki kitaplığı 1835 senesinden itibaren zenginleşmeye başlamış, dini kitapların yanı sıra 17. ve 18. Asrın kilise hukuku hakkındaki yayınlarıyla da ün salmış. Şapel, 1924 yılında yaşanan mübadele sonrası, zamanla tahrip olmuş, zamanında şapel’in batı tarafında olduğu söylenen ve manastıra ün sağlayan değirmenden geriye kalan ise sadece temel taşlarıdır.

Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı yıllar yılı harap bir şekilde kalan değirmen ve kilise; Rahmi M. Koç’un, kültür varlığı olan bu eski eserlerin kurtarılmasına yönelik girişimleri ve maddi-manevi katkıları ile restore edilerek, Cunda Adasının bu önemli kitaplığa kavuşması sağlanmıştır. Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı bünyesinde hizmet verecek olan bu kitaplığa, ilerleyen yaşı nedeniyle göz sağlığı bozulan, “Göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum.” diyen Emekli Büyükelçi Necdet Kent’in ve eşinin ismi verilmiştir. Necdet Kent’in oğlu, babasından kalma 1.300’ü aşkın kitabı da bu kitaplığa bağışlamıştır.

cunda adası taş kahve

Her Cunda gezisinin sonunda tarihi Taş Kahve’ye uğranır. Bende geleneği bozmayarak Ayvalık tostu yemek için uğruyorum. Aslında Taş Kahveyi diğer kahvelerden ayıran 3 kuşaklık bir hikayesi bulunuyor. Mübadele öncesi Girit’de babasıyla kahve işleten Hüseyin Bey, mübadele başladığında babasını kaybeder ve annesiyle Cundaya yerleşip kahve işletmeye başlar. 1927 yılında Girit de işlettikleri Taş Kahveye benzer bu binayı görür ve satın alırlar. Hüseyin Bey’den sonra da oğul Ali Bey de bu güzel kahvenin hikayesini bu günlere kadar devam ettiriyor.

İçeride Taş Kahve’nin sobasının etrafında yaşlı amcalar, dedeler tavla, okey oynuyor sohbetler ediyor. Bense dışarıda kedilerle haşır neşir olmayı ve meşhur Ayvalık tostunu yemeği seçiyorum. Yan masalarda ise meşhur sakızlı Türk kahveleri, tavşan kanı çaylar.

ayvalık şeytan sofrası

Seyahatlerimle ilgili paylaşımlarımı Facebook ve Instagram hesaplarımdan takip edebilirsiniz.